Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen Bataklık soruşturmasının önemli isimlerindendi Çetin Gören.
İddianameye göre Gören, uluslararası uyuşturucu ticaretinden elde edilen paranın aklanması için oluşturulan suç örgütünün kurucularından biri. Diğeri ise Nejat Daş.
Hollanda doğumlu olması nedeniyle aynı zamanda “çifte pasaport” sahibi olan Gören, ortağı Nejat Daş kadar Türkiye’de tanınan bir sima değil. Ama Avrupa’da ve Güney Amerika’da fazlasıyla bilinen bir isim.
Gören hakkındaki davanın dosyasında önemli bilgiler var.
Savcılık kayıtlarına göre, uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla hakkında Interpol’ün kırmızı bülteni bulunan ve tüm dünyada aranan Gören, firari haldeyken Elazığ Valiliği’nden silah taşıma ruhsatı almıştı!
Büyüteç’te geçen Temmuz’da bu olayı, “Türkiye bunu da gördü: Kırmızı bültenle aranan firariye silah ruhsatı verildi” başlığıyla duyurmuştum.
Polis ifadesindeki detaylar
İddianamenin ortaya çıkmasının ardından olayı biraz daha kurcaladım. Ve Gören’in dosya içinde yer alan emniyet ifadesine ulaştım.
Gören’in dosyadaki ifadesi 14 sayfadan oluşuyor. Tutanaktaki imzalara bakıldığında, eşine az rastlanır bir uygulama yapıldığı görülüyor. Gören’in ifadesini görevli personel yerine şube müdürünün bizzat aldığı imzalardan anlaşılıyor.
Gören ifadesinde, özel yaşamı hakkında bilgi verirken beş kez evlendiğini ve evliliklerinden 4 kız, bir erkek evlat sahibi olduğunu açıklıyor.
Araç kiralama işi yaptığını, aylık gelirinin 110 bin, giderinin 50 bin lira olduğunu beyan eden Gören, Kadıköy’deki evinde çelik kasada yüzük ve saat muhafaza ettiğini anlatıyor.
Gören, savcılık ve mahkemeye çıkmasından bir gece önce başlayan sorgusunda, iş hayatı ile ilgili sorulara kimi zaman kaçamak yanıtlar vermeyi tercih ediyor.
İki avukat eşliğinde yapılan sorguda polis, Gören’in adının karıştığı uluslararası uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili elindeki bazı bilgileri veri olarak kullandı.
2004’ten itibaren tespit edilen uyuşturucu madde kaçakçılığı olaylarıyla ilgili soruları “bilmiyorum” ve “hatırlamıyorum” şeklinde geçiştiren Gören, kırmızı bültenle arandığı dönemde hak sahibi olduğu silah taşıma ruhsatı konusundaki soruyu da fazla ayrıntı vermeden yanıtladı.
Elazığ’daki adresini hatırlamıyor!
Bu konuda polisin sorusu ile Gören’in yanıtı tutanakta şöyle yer aldı:
“ (…) Soru: Adınıza kayıtlı ateşli silah var mıdır? Var ise kaç tanedir? Bunları ilgili kanunun hangi maddesine göre nereden ve nasıl aldınız? (can güvenliği/bulundurma/taşıma/ciro)
Cevap: Adıma kayıtlı ateşli silah vardır ve iki tanedir. Can güvenliğinden Elazığ ilinden aldım.
Soru: Yukarıda ikamet adresinizin İstanbul olduğunu belirttiniz ancak silah ruhsatı için ikamet adresinizin bağlı bulunduğu yerden değil de başka bir yerden müracaat ettiğinizi söylediniz bu işlemleri nasıl ve ne şekilde yaptınız?
Cevap: O sıra Elazığ ilinde oturuyordum. Adresi hatırlamıyorum ancak bir ay kadar oturdum.
Soru: Yapılan tespitlerde adınıza kayıtlı can güvenliğinden alma 2 adet ateşli silah olduğu, bu silahları alırken geçmiş tarihlerde hakkınızda yürütülen soruşturmalar varken silah ruhsat alımında yasal olarak verilmesi gereken adli sicil belgesi ve resmi evrakları nasıl temin ettiniz? Bu evrakları temin ederken herhangi bir bedel ödediniz mi? Hangi illerden hangi tarihlerde silah ruhsatı aldınız? Bu silah ruhsatlarını alırken size kim size hangi menfaat karşılığında yardımcı oldu? Ruhsatlı silahlarınıza bu zamana kadar kaç adet mermi alım yazısı aldınız? Almış olduğunuz mermileri nerede hangi amaçla kullandınız?”
Cevap: Belgeleri ve resmi evrakları nasıl temin ettiğimi hatırlamıyorum. Temin ederken herhangi bir bedel ödemedim. Silah ruhsatlarını yaklaşık olarak 2017 yılında aldım. Soy ismini hatırlamadığım İsmail isimli bir şahıs yardımcı oldu şahsın atış poligonu vardı. Şahsın poligonu İstanbul ili Florya semtindeydi. Almış olduğum mermi sayısını hatırlamıyorum, mermileri poligonda atış yaparak kullandım. (…) “
Vali, firariye silah ruhsatını nasıl verdi?
Burada bir parantez açmak istiyorum:
İfade tutanağında görüldüğü üzere, kırmızı bültenle aranan Gören, İstanbul’da yaşamasına karşın bir aylığına adresini Elazığ’a taşıyor. Amaç, silah ruhsatı alabilmek!
Burada önemli sorular var kuşkusuz.
Gören adresini neden Elazığ’a taşıyor? Neden başka bir kente değil? Üstelik bir ay boyunca kaldığı adresi hatırlamıyor!
Örneğin İstanbul’a yakın kentler ya da başkent Ankara varken… Veya Anadolu’nun farklı kentleri varken neden Elazığ?
Silah ruhsatını aldıktan sonra adres yeniden İstanbul’a dönüyor!
Soruların kendi içinde yanıtları vardır elbette.
Fakat henüz bu ruhsatın nasıl verildiğine yönelik gerek İçişleri Bakanlığı, gerekse savcılar tarafından bir soruşturma başlatılmadığı için yanıtlar şimdilik meçhul.
Sadece Gören’in ifadesinde verdiği “genel geçer” türden yanıt var. Zanlı Gören, kendisine yardım eden kişileri bile tanımıyor neredeyse!
Vali Bey göreve devam…
İşin diğer boyutu ise Gören’e arandığı dönemde silah ruhsatı veren dönemin Elazığ Valisi olan, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ın halen görevini sürdürmesi!
Vali Kaldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bizzat yakından tanıdığı mülki idare amirlerinden.
Bir dönem Ankara’daki yakın çalışma ekibindeydi.
İçişleri Bakanlığı bu konuda – benzerlerinde olduğu gibi – üç maymunu oynamaya devam ediyor. Başlatılan herhangi resmi işlem yok.
Kaldırım’ın Elazığ’da görevi sırasında verdiği silah ruhsatlarının incelenmesi halinde başka örnekler çıkacak mı acaba?
Ya da Sakarya’daki görevi sırasında kimlere hangi koşullarda silah ruhsatı verdi Vali Bey?
Sorular birbirini izliyor.
Yanıtlar zorlaşınca “susma hakkı” kullandı
Parantezi kapatıp tekrar Gören’in ifadesine dönelim.
Sorgu, verilen küçük molalarla birlikte devam ediyor. Bu sırada polis, Gören’e elindeki kanıtları veri olarak sormaya devam etti.
Yurt içi ve yurt dışındaki olayları tek tek Gören’e sorup yanıtlarını istedi.
Gören, bu sorulardan bazılarına kısa yanıtlar verirken, çoğunlukla “Bilmiyorum” demeyi tercih etti.
Hatta öyle ki, polis, “Hollanda ülkesinde uyuşturucu / uyarıcı madde ticareti ve kara para aklama soruşturmaları ile ilgili detaylı olarak bilgi veriniz” sorusunu yönelttiğinde Gören, “Ben böyle bir konu hatırlamıyorum. Soruları anlamamaya başladım” cevabını verdi.
Polis sorularını arka arkaya sıralarken Gören, tutanağa göre sabaha karşı 03.48’de avukatlarıyla görüşmek için mola istedi.
Beş dakikalık mola sonrasında sorguya başlandığı sırada Gören, saat 04.01’de soruları yanıtlamayıp “susma hakkını” kullanacağını ifade etti.
Gören, “Bundan sonra sorulacak sorulara cevap vermek istemiyorum ve susma hakkımı kullanmak istiyorum” diyerek soruları yanıtlamaktan vazgeçti.
Şüpheli isim, büyük olasılıkla avukatlarının uyarısıyla ve daha fazla zor durumda kalmamak için bu kararı aldı. Aniden susuverdi.
Bataklık dosyası önemli. Halen yurt dışında olan organize suç örgütü liderinin dosyanın içeriği hakkında iddiaları var.
Yakında, yargılama başlayacak. O zaman eteklerdeki taşların ne kadarı dökülecek ortaya, izleyeceğiz.