Türkiye işgücü piyasasını aylık olarak takip etmeyi bırakalı epey oldu. Nedenini pek çok kez açıkladım ama bir kez daha hatırlatayım. 2021 başından itibaren TÜİK her ay yayınladığı işgücü istatistiklerini üç aylık ortalamalar yerine aylık olarak yayınlamaya başladı. Aylık örneklememin kısıtları nedeniyle bazı göstergeler aylık veri ile tahmin edilemediğinden, TÜİK geniş kapsamlı çeyreklik istatistikleri de 2021’den itibaren tamamlayıcı olarak yayınlamaya karar verdi.
Bir süre sonra görüldü ki sektör istihdamlarında ekonomik gelişmelerle alakasız aşırı oynaklıklar var. Sık sık bir sektörde istihdam bir ay gibi kısa bir sürede sert bir şekilde azalıyor ya da artıyor, takip eden ayda ise adeta mucizevi bir şekilde aksi istikamette gelişmeler oluyordu.
Bu koşullarda işgücü piyasasında olan biteni özellikle de işsizlikte görülen değişimleri yorumlamak olanaksızlaşmıştı. Ben de aylık yazılara son verip işgücü piyasasını yorumlamayı daha güvenli gördüğüm üç aylık istatistiklerle yapmayı yeğledim. Bir süre sonra bu oynaklığa çare bulamayan TÜİK de sektör istihdamlarını aylık olarak yayınlamaktan vaz geçti. Bu veriler artık çeyreklik haber bültenlerinde yer alıyor.
O günden bugüne üç aylık istatistiklerde önemli bir sorun yaşanmadı. Ama ne yazık ki geçen pazartesi günü (15 Ağustos) açıklanan 2. Çeyrek işgücü istatistikleri bu rahatlatıcı durgunluğa son vermiş gibi görünüyor.
2022’nin ilk üç ayıdan ikinci üç ayına işsizlik oranı yüzde 11’den 10,6’ya gerilemiş; bu iyi bir haber. Neden gerilediğine bakıyorsunuz, çünkü istihdam 765 bin artarken işsiz sayısı 43 bin azalmış. Yani işgücünde de çok yüksek bir artış var; bu daha da iyi bir haber. Sonra, üç ay gibi nispeten kısa bir sürede bu kadar yüksek istihdam artışı acaba hangi oranda bir artışa tekabül ediyor diye merak edip bakıyorsunuz, hesap yüzde 2,5 çıkıyor: 30 milyon 10 binden 30 milyon 775 bine. İşte tam bu noktada tuhaflık kendini gösteriyor ve sorular birbirini izlemeye başlıyor.
İstihdam neden artar? İşletmeler mal ve hizmet üretimlerini arttırdıkları için artar. Doğal bir refleksle mal ve hizmet üretim artışının göstergesi olan GSYH 1. Çeyrekten 2. Çeyreğe ne kadar artmış diye merak ediyorsunuz. Yanıtı 31 Ağustosta TÜİK 2. Çeyrek büyüme rakamlarını açıkladığında öğreneceğiz. Ama biliyoruz ki çeyrekten çeyreğe büyüme tahminlerinin yüzde 1 ve bir miktar üzerinde geziniyorlar. Öte yandan yine biliyoruz ki istihdam artış oranı (yüzde 2,5) ekonomik büyüme oranından daha yüksek olamayacağı gibi bu iki değişken arasında fark bu kadar büyük hiç olamaz.
Sorguya devam edelim. Haliyle bu olağan üstü yüksek istihdam artışının hangi sektörlerden kaynaklandığını merak ediyorsunuz. 765 binlik ilave istihdamın 113 bini tarımda, 43 bini inşaatta. Bunları geçelim. Hizmetlerde istihdam artışı 393 bin artış oranı da yüzde 2,3. Hiç az değil ama hizmetlerin istihdam fabrikası olduğunu bildiğimizden aynı zamanda çeyreklik büyümenin bu sektörde ne mertebe olduğuna dair net bir fikrimiz de olmadığından bunu da geçelim ama bir kenara da yazalım.
Geriye sanayi kalıyor. Bu sektörde ilave istihdam 217 bine ulaşırken (6 milyon 542 binden 6 milyon 759 bine), artış oranı yüzde 3,3 çıkıyor ve tuhaflık bütün haşmetiyle karşımıza dikiliyor. Biliyoruz ki (TÜİK istatistikleri) Sanayi üretim endeksi (SÜE) ilk üç aydan ikinci üç aya ortalama yüzde 1,1 artmış; istihdam artışının üçte biri. Bu zımnen emek verimliliğinde muazzam bir düşüş yaşanmış demektir. Tartışmaya değmeyecek kadar saçma bir hipotez.
Öyle ama yine de kendimi son bir soru daha sormaktan ala koyamadım: Acaba çeyrekten çeyreğe ekonomik büyüme ve istihdam artış oranlarını karşılaştırmak yanıltıcı olabilir mi? “Neme lazım” sanayi üretim endeksinin yıllık değişimlerine de bir bakayım dedim ve baktım. Sonuç şöyle: 2021 2.çeyreğinden 2022 2. Çeyreğine SÜE ortalama yüzde 9,3 artmış. Sanayi istihdam artışı ise yüzde 11,2.
Kısacası, nereden bakarsanız bakın 2. Çeyrekte istihdam artışında özellikle de sanayi istihdam artışında bir tuhaflık olduğu aşikâr. İstihdam artışında bir tuhaflık varsa işsizlikteki azalmayı yorumlamaya değer mi? Ben değmeyeceğini düşünüyorum.