Emekli amirallerin bildirisine gösterilen "olumsuz" tepkileri iki grupta toplamak mümkün.
Birinci grupta Saray'dan aldıkları işaretle harekete geçenler var.
Bunlar, kamuoyunda bu bildirinin bir "darbe çağrısı" olarak algılanmasına yönelik bir tutum içindeler.
Ellerindeki muazzam medya gücüyle de bu yönde propagandaya tam gaz devam ediyorlar.
Yarın Saray, "yeter artık" derse, bu kitabın, bu sayfasının kapağını bir daha açmayacaklarını da biliyoruz.
İkinci grupta olanlar ise genel olarak Erdoğan rejimine muhalif diyebileceğimiz kesimler.
Eleştirilerinin tonundan "aman bize de darbeci demesinler" endişesi taşıdıkları anlaşılıyor.
Bunların bir alt grubu ise "oldu mu şimdi, bu bildiri Erdoğan'ın işine yarayacak" diye düşünenler oluşturuyor.
Bu liste böylece uzayıp, gidiyor: Grinin 40 tonu var ve temel endişe "Erdoğan bunu kullanacak" endişesi.
Bu yeni bir durum da değil.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve hocaları, kayyum rektöre karşı direniyorlar mı?
Endişe orada da ortaya çıkıyor: Erdoğan bundan şimdi yeni bir Gezi çıkarmak isteyecek!
İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi kınayan kadınlar sokağa çıktılar ve polisten bir de dayak mı yediler?
Yürekler pırpır ediyor: Erdoğan şimdi bunu "işte görüyorsunuz, bunlar terörist" diye kullanacak.
Hükümet dış politikada saçma sapan işler mi yaptı?
Aman muhalefet hükümetin arkasında görüntü versin, dış meselelerde yerli ve milli çizgiden sapmasın, yanlışlığa ortak olsun!
Yoksa Erdoğan bunu öyle bir kullanır ki hafazanallah!
HDP'li seçilmiş belediye başkanları, belediye meclisleri bir emirle yok ediliyor ve yerlerine memurlar tayin mi ediliyor?
Muhalefet kapının arkasından bakıyor: Aman bunu kurcalamayalım, bizi HDP ile yan yana göstermesinler, Erdoğan'ın işine gelir!
Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 9,76'sına karşılık gelen 3 milyon 958 bin seçmenin tercihi olan Selahattin Demirtaş, siyasi mesajları ve konuşmaları için hapse mi atıldı?
Muhalefet "tıp" oynuyor: Aman Demirtaş'ın hakkını ararsak, Erdoğan'ın işine gelir!
Sokağa çıkma, Erdoğan bunu kullanır!
Demeç verme, Erdoğan bunu kullanır!
Bildiri yazma, Erdoğan bunu kullanır!
Oysa bunlar bir demokraside muhalefetin, varlığını ortaya koyabilmesinin normal yöntemleri.
Erdoğan'ın kullanmayacağı varsayılan tek muhalefet yöntemi, muhalefet liderlerinin nutuk atmaları ve ama onda bile dikkatli olacaklar!
Söyleyecekleri sözleri öyle bir evirip, çevirecekler ki Erdoğan'ın sinirleri bozulmasın, AK troller harekete geçmesin, Hafiyesi Süleyman'ın adamları mahrem bilgileri ortaya dökmesin!
Söyleyecekleri, yazacakları her şeye dikkat etmeliler: Erdoğan bunu kullanamasın, Erdoğan'ın işine yaramasın!
Bir demokraside hak arama ve protesto yollarını kullanmanın, temel haklardan kaynaklanan yolları denemenin bu şekilde "şeytanlaştırılması" kimin işine geliyor derseniz, ben de bu kez aynı yanıtı vereceğim: Erdoğan'ın işine yarıyor!
Emekli amirallerin bildirisinin bir "darbe çağrısı" olduğunu düşünenlere en sert yanıtı zannedildiği gibi muhalefet değil, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar verdi.
Akar, emekli subay ve astsubay derneklerinin yöneticilerini bakanlığa misafirliğe çağırmış, orada yaptığı konuşmadan bir bölümü savcı beylerin dikkatine sunuyorum:
"Peygamber ocağı olarak da bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri, Atatürk'ün de belirttiği gibi akıl ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görev ve sorumluluklarının bilincinde, daima görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."
Hulusi Akar'a güveniyorum, söylediklerinin doğru olduğunu düşünmememiz için bir neden de göremiyorum.
Niye bizleri kandırmaya çalışsın ki?
Gördüğünüz gibi TSK, Anayasa çerçevesinde Cumhurbaşkanı'nın direktifleriyle hareket ediyormuş.
Emir–komuta zincirinde de bir bozulma olmadığını ve TSK mensuplarının sorumluluklarını, görevlerini bilerek işlerinin başında olduğunu da bu açıklamadan öğreniyoruz.
Bu durumda emekli amirallerin, ordu içindeki pozisyonları halk dilinde sadece şöyle açıklanabilir: Dış kapının mandalı!
"Dış kapının mandalı" pozisyonu, etkisiz eleman demektir.
Yani diyeceğim o ki, imzacı amirallerin bu davadaki en etkili tanığı Hulusi Akar olacak gibi görünüyor.